10 Haziran 2010 Perşembe

Gebelikte Temel İncelemeler


Jinekolojik muayene

Genel olarak ilk antenatal muayene esnasında pelvik muayene yapılır ve gebeliği olumsuz yönde etkileyebilecek muhtemel genital kitle, enfeksiyon, kanser ve kanser öncesi lezyonlar ortaya çıkarılır. Muayeneye ultrason ve PAP smear de eklenerek değerlendirme tamamlanIr.

Son zamanlarda jinekolojik muayene giderek daha da ihmal edilir hale gelmiştir bunun sebebi GEBELERDE MUAYENE VEYA VAGİNAL ULTRASONUN düşük riskine yolaçan bir durum olduğu korkusudur. Tıbben, jinekolojik muayenenin düşüğe yolaçtığı görüşünü destekleyen bir bilgi yoktur.

Vajinal muayene gebeliğin ilerleyen dönemlerinde erken doğum tehdidi şüphesinde, doğum ağrıları başladığında anne adayının doğum eyleminin hangi aşamasında olduğunu ortaya çıkarmak için, bebeğin pelvise giren kısmı hakkında bilgi sahibi olmak için ya da doğumun başlatılması gerektiğinde serviksin olgunlaşması hakkında bilgi edinmek için uygulanır.

Sistem muayeneleri

Bu muayeneler herzaman yapılmayabilir. Genel olarak ilk antenatal muayenede sindirim sistemi, kalp ve dolaşım sistemi, solunum sistemi, lokomotor sistem (kas ve eklemler) ve sinir sistemi ve ruhsal durum hakkında şikayet sorgulaması ve genel muayene kadın doğum uzmanı tarafından yapılır. Patolojik bir bulgu durumunda kadın doğum uzmanı ilgili uzmanı konsulte eder.

İlk muayenede gerekli durumlarda meme muayenesi de yapılarak muhtemel bir kitle, doğumsal meme anomalileri ve doğum sonrası emzirmeye engel teşkil edebilecek anormal durumlar ortaya çıkarılır ve gerekli önlemler alınır.

Tansiyon ölçümü

Anne adayının sağ kolundan uygun bir manşet boyu kullanılarak, sakin vaziyetteyken, oturur durumda elde edilen tansiyon değeri takip kartına işlenir. Tansiyon ölçümü her gebelik muayenesinde tekrarlanır. Preeklampsinin erken tanısında tansiyon değeri en önemli kriterdir.

Kilo ölçümü

Anne adayının kilo ölçümünü sabah evde aç karnına kendi tartısıyla yapması ve muayenede doktoruna bildirmesi daha uygundur.

Önemli olan bebeğin gelişimi ve anne adayının tansiyonu ve genel sağlık durumudur. Gebeliği takipeden doktor anne adayını belli aralıklarla gördüğünden bir muayeneden diğer muayeneye anlamlı ve sorun yaratabilecek kilo değişikliklerini kolaylıkla farkeder.

Karnın büyümesinin değerlendirilmesi

Gebeliğin ikinci yarısının başında uterus tam göbek deliği hizasına gelir ve elle hissedilir. Daha sonra ise mesane boşken yapılan ölçümlerde pubis kemiği ile uterusun en üst yüksekliği arasındaki mezura ile ölçülen santimetre birimindeki mesafe az hata payıyla gebelik haftasını verir. İkiz gebelik, aşırı şişmanlık, mesanenin aşırı dolu olması, ölçen kişinin tecrübesiz olması gibi faktörler testin yanıltıcı sonuç vermesine katkıda bulunur.

Bu değerlendirme günümüzde doktorların büyük kısmının her antenatal değerlendirmede ultrason yapması nedeniyle giderek terkedilmektedir.



Gebelik testleri

İdrarda veya kanda gebeliğe özgü bir hormon olan HCG’nin saptanması esasına dayanan testlerdir. Kanda henüz adet gecikmeden, idrarda ise testin hassasiyetine göre üç ile on gün arasındaki gecikmelerde gebeliği belirleyebilirler.

Kan gruplarının belirlenmesi

Anne ve baba adaylarının kan grupları parmaktan alınan kanda belirlenebilir. Anne adayının kan grubunun Rh(-), baba adayının ise Rh(+) olması durumunda Rh uygunsuzluğundan bahsedilir.

Tam kan sayımı

Damardan alınan kanda otomatik olarak sayım yapan aletler tarafından kanın çok çeşitli parametreleri belirlenir. Lökosit (akyuvar) sayısı , eritrosit (alyuvar) sayısı, eritrositlerin ortalama hemoglobin içeriği, büyüklükleri, trombosit sayısı, hemoglobin ve hematokrit değeri dışında daha çok sayıda parametre belirlenir. Kansızlık tanısı konarak bunun demir eksikliği, B12 ve/veya folik asit vitamini eksikliği veya kalıtsal bir hastalığa bağlı olup olmadığı konusunda genel bir fikir edinilir.

Tam idrar tahlili (TİT)

İdrar sedimentinde idrar yolu enfeksiyonu, idrarda taş veya “kum” varlığı saptanarak uygun tedaviye başlanır. İdrarda protein (albumin), aseton (keton), bilirubin, kan hücresi varlığı, ürobilinojenin aşırı artışı her zaman anormaldir ve ileri inceleme gerektirir. İdrarda glikoz varlığı ise gebelikte belli bir dereceye kadar normal kabul edilir, ancak yine de ileri inceleme gerektirir.

İdrar kültürü

Gebelik idrar yolu enfeksiyonlarının gelişmesini kolaylaştırır. İdrar sedimentinde lökosit, eritrosit ve/veya bakteri görülmesi enfeksiyona işaret eder ve anne adayının şikayetleri varsa antibiyotik tedavisi gerektirir. Ancak antibiyotiklerin her türlü bakteriye etki etmemesi nedeniyle idrar kültürüyle bakterinin cinsi belirlenerek enfeksiyon tedavisi yapmak daha uygundur. Uygun koşullarda alınan idrar örneğinde var olan bakteri özel besin maddeleri eklenerek üretilir ve bakterinin bazı antibiyotiklere hassasiyeti ölçülür. Kültürde üreme olmazsa “steril” yani tedavi gerektirecek bakteri içermeyen idrardan bahsedilir. Üreme “100.000 koloni altındaysa” bu durumda üreyen bakterinin anne adayının kendisindeki bir enfeksiyondan değil numunenin barındırıldığı kaptan, genital dokulardan veya başka kaynaklardan bulaştığından şüphelenilir ve gerekirse tekrarlanır. “100.000′in üzerinde üreme” durumunda ise mutlaka idrar yollarında tedavi gerektirecek sayıda bakteri var demektir. Bakterilerin hangi antibiyotiklere hassas olduğunu belirten antibiyogram raporuna göre uygun antibiyotik tedavisi verilir ve tedavi bitiminden 15 gün sonra tedavi başarısını değerlendirmek amacıyla idrar kültürü tekrarlanır.

Enfeksiyon tarama testleri

Toksoplazma, Rubella (kızamıkçık) ve Sifiliz (frengi) tarama testleri tercihan gebelik planlandığı dönemde yapılır. Bu amaçla anne adayından alınan kanda Toksoplazma IgG ve IgM (antikorlar); Rubella IgG ve IgM ve sifiliz için genellikle VDRL adı verilen inceleme yapılır. Bu üç enfeksiyon erken gebelik döneminde geçirildiğinde bebekte anomali yaratabilen enfeksiyonların başında gelir ve gebelik öncesi dönemde belirlenmeleri bu yüzden daha uygundur.

Hepatit B, Hepatit C ve HIV (AIDS) için tarama testleri ise gebeliğin sonlarına doğru yapılır. Hepatit B taraması için HBsAg ve AntiHBs incelemeleri yapılır. Anne adayında taşıyıcılık saptanması durumunda bebeğin annesinden enfeksiyonu kapmasının engellenmesi için aşıya ek olarak doğumdan kısa süre sonra immun serum tedavisi görmesi gerekir.

Ultrason (vajinal, abdominal)

İlk antenatal muayenede ve tercihan gebeliğin ilk haftalarında yapılan ultrasonun önemi büyüktür. Bu ultrason Son Adet Tarihi’nin (SAT) doğruluğunu onaylamak; SAT’ını bilmeyen anne adaylarında gebelik haftasını belirlemek; dış gebelik, mol gebeliği gibi durumları erken dönemde saptamak için son derece önemlidir. Bu amaçla erken gebelik haftalarında (14. haftaya kadar) vajinal ultrason tercih edilmekle beraber, abdominal (karından) ultrason da kullanılabilir.

Daha sonraki gebelik haftalarında bazı doktorlar her antenatal muayenede ultrason incelemesi yapmayı tercih ederler. Bu uygulama mutlaka gerekli olmamakla beraber ilk ultrasonu takiben anomali taraması için 19.-23. gebelik haftaları arasında bir kez ayrıntılı ultrason incelemesi yapılması önemlidir.

Üçlü test

Gebeliğin 16.-18. haftaları arasında yapılan bir incelemedir. Anne adayından alınan kanda üç ayrı hormon tetkiki yapılarak Down sendromu ve Nöral tüp defekti riski belirlenir. Son zamanlarda yerini giderek 11-14 testine bırakmaktadır.

PPG (Postprandial Glikoz) ve OGTT (Oral Glikoz Tolerans Testi)

Gebelik, diabet (şeker hastalığı) oluşma riskini artıran bir durumdur. Bu yüzden anne adayları 24.-28. gebelik haftaları arasında şeker yükleme testine tabi tutulurlar. Bu amaçla anne adayının risk faktörlerine göre 50 gram (PPG) ya da 100 gram glikoz ile (OGTT) yükleme yapılır.

Anne kanında alfafetoprotein (AFP)ölçümü

11-14 testinin giderek üçlütestin yerini alması normalde üçlütestin bir parçası olan alfafetoprotein ölçümünün de yapılmamasını beraberinde getirmektedir. Ancak AFP değerlendirmesi bebekte olması muhtemel bazı anomaliler hakkında ve gebeliğin seyri hakkında bazı ipuçları verebilmektedir. Bu nedenle üçlütest yapılmayan durumlarda 16-18. haftalar arasında en azından sadece AFP incelenmesi mantıklı bir yaklaşım gibi görünmektedir.

11-14 testi

Adından da anlaşılabileceği gibi gebeliğin 11.-14. haftaları arasında yapılan bir incelemedir. Ultrasonda bebeğin ense pilisi kalınlığı belirlenir ve anne adayından alınan kanda iki ayrı madde bakılarak Down sendromu riski belirlenir. Down sendromu riskini belirleme yanında başka önemli avantajları da vardır

Hiç yorum yok: